18 günlük bir yaz tatilinde bakın neler duydum , gördüm ya da oldu .
- Keşanlı onbir yaşındaki minik bir çocukla tanıştım . Dedesi ile balıkçılık yapıyor . Zehir gibi bir çocuk heba oluyor . Sorduğumda eğitiminin kötü olduğu anlaşılıyor . Bir köy okuluna gidiyor . Hiç kitap okumuyor . Balıkçı olma ve tekne alma hayali kuruyor , en büyük hayali dizilerde gördüğü bir İstanbul üniversitesine gitmek , ne okuyacağı değil dizideki yeri merak ediyor . Oysaki büyük bir potansiyele sahip olduğu aşikar . Gençler heba oluyor ...
- Saroz denizinde de balık miktarı azalıyor , ama deniz halen çok iyi ve görkemli
- Trakya'nın verimli tarım arazileri her geçen gün azalıyor , yok oluyor ... Tarım ilaçlarından zehirlenen leylekler artık bacalara yuva kurmuyor .
- Bandırma - Erdek körfezi sanayi bölgesi yapılmak üzere el altından pazarlanılıyor .
- Marmara denizi bulanık ve kirli . ( Avşa denizi güzeldi )
- İstanbul - Bandırma IDO feribotu her gelişinde deniz kıyılarını karıştırıyor , denize ve doğaya zarar verimeye devam ediyor . ( Bandırma Körfezi ve kıyıları )
- Bandırma köfezinin Kapıdağ balantısındaki " Koca Kum" sahilini ( Antik Kyzikos Sahili ) gezerseniz insanların denize attıkları pisliklerin karaya vurmuş doğal iğrençliğini müze şeklinde görebilirsiniz . Kıyıda yok, yok !
- Aynı kumsalın bitiminde BAGFAŞ gübre fabrikasının doğayı ve çevreye verdiği zarar yetmezemiş gibi yeni ünitesi inşası yükseliyor , denize akan ne idüğü belirsiz beyaz suyun yanından şimdi birde ufak çaplı ilave atık su şelale şeklinde denize akmaya başlamış .
- Kapıdağ yarımadasının ormanları özel şahış ve işletmeler tarafından el altında kiralanıyor , köylerin meraları tel örgülerle çevrilmiş. Köylülerin sesi çıkmıyor , herşeyi kabullenir bir hava var . ( Ballıpınar - Çayağzı köyleri arası )
- Yakında dağda gezmek , kestane , ıhlamur , ceviz , kekik toplamak , dağ da yürüyüş bile yapma hakları kalmayacak , şimdilik bedava olan sahilleri de parsellenirse denize de giremeyecekler . Geniş arazilere , bahçelere , bağlara, dağlara alışkın olan köylüler kendi evlerinde esir kalacak , köle olacaklar gibi görünüyor . Sesleri halen çıkmıyor .
- Her yıl olduğu gibi bu yılda zeytincililikten bir umut bekliyorlar . Ama malesef bu sene de zeytin yok , ürün daha çiçekte sonrasında meyve sırasında dalinda kurumuş dökülmüş . Dördüncü seneye girildi zeytin hasatı halen kötü . Önerilen ilaçların , kirletilen toprağın ve havanın ürünü yok ettiğini düşünüyorum.
- Körfezde balık yok , biraz sardalye , çapariden istavrit olmasa bölgeye has balık neredeyse sıfır .
- İki sene önce çılgınlar gibi toplanan deniz salyangozları bile tükenmek üzere . ( Biter dediğimde bana gülümseyen dostlara ben de acı ile gülümsüyorum şimdilerde )
- Körfezde balık yok , biraz sardalye , çapariden istavrit olmasa bölgeye has balık neredeyse sıfır .
- İki sene önce çılgınlar gibi toplanan deniz salyangozları bile tükenmek üzere . ( Biter dediğimde bana gülümseyen dostlara ben de acı ile gülümsüyorum şimdilerde )
- Ülke her türlü uygulamanın kobayı ya da denekliğini yapıyor .
- Büyükşehir olunması ve bunların köylere yansıması , köylülere hiçbir artı getirmediği gibi birçok külfetide beraberinde getiriyor . Muhtarların yetkisi ve gücü olmadığı için ilçe ve il belediyeleri siyasi çekişme içinde olduğunda hizmet gitmiyor , elk, su , vergi oranları misli katalanmış durumda .
- BASKİ ( Balıkesir Büyük Şehir Belediye Su Kanalizasyon ) a 15 gün önce bildilen denize kanalizasyon sızıntısına bu sürede müdahale olmadı . Pis su halen akıyor olabilir ...
- Vatandaş çok berbat derecede duyarsız, söylendiği halde akıntının içinde küçücük çocuklar deniz giriyor . Analar babalar mangal yapıyor , pisliklerini geride bırakıp gidiyor .
- Yollar dar , trafik kaldırmıyor , buna rağmen halen çekirge gibi insan geliyor .
- Konuştuğum muhtarlar , köylerin de , ilçenin de , şehrin de dolayısı ile ülkenin de başıboş , darmadağının ve sahipsiz bir görünümde olduğunu belirtiyor - katılıyorum -
- Ağaoğlu Avşa adasında büyük bir burnu çevirmiş , şimdilik gizli gizli şahsına ait birşeyler yapıyor görünüyor , ilerde Avşa Adasını da parseller .
- Bandırma ve çevresinde çığ gibi artan rüzgar güllerinden enerji üretimin ardında büyük bir rant savaşı olduğunu öğreniyorum . Buradan elde edilen elektriğin teknolojiyi sağlayan uluslararası firmalar üzerinden satıldığını , aslında kendi toprağımızda , kendi rüzgarımızdan elde ettiğimiz enerjiyi, çaktırmadan bize satıyorlar , paramız uluslararası kartellere gidiyor
- Çevrede tarihi hazinelerin illegal yollarla tahrip edildiği aranmaya çalıştırıldığına dair bir sürü doğru/yanlış hikaye anlatılılıyor ( hazine avcılığı ) . Tarih bilinci halkta kimsenin umurunda değil .
- Sokak hayvanlarına yazın keyfini yaşıyor gibi görünüyor , bakalım yazlıkçılar gidince kış yaşamlarından sağ çıkacaklar mı ? ( açlık ve itlaf tehtidi altındalar ) .
- Yazlıklarının önündeki ağaçları manzarayı örtüyor diye kesen bir tür insan tipimiz mevcut . Doğa bilinci sıfır !
- Erdek belediyesi yaz ortasına gelindiği halde tarihi çay bahçelerini yenileme işlemini bitiremeyip Erdek'in ruhunu karartmış . Duyduğuma göre rakip partili büyükşehir belediye işe taş koyduğu için
- Bu arada birde Suruç'daki patlamada 32 genç insanımız terör saldırısı ile katlediliyor
- 6 Haziran üzerinden 50 gün geçmesine rağmen halen koalisyon da kurulamadı
- Yunanistan da A.B'ne ve sisteme teslim olmak zorunda kaldı . Hayaller yıkıldı !
İşte tüm bunların arasında HUZUR (!) dolu , mutlu ve huzurlu bir tatil yaptım . Varın siz karar verin gerisine ...