21 Ocak 2015 Çarşamba

Dinlediğini Oku , Okuduğunu duy

Geçenlerde   Türkiye'de çıkmış  müzik kitaplarını derlemeye çalışıyordum   ( Blues Perişan Blog için ) ,  bu derlemeyi yaparken ,  acaba kaç kişi muzik kitabı okur diye geçiverdi birden aklımdan ,  kaç evin kütüphanesinde  müzik üzerine  bir kitap vardır  diye ? 

Biz de bazı klişeler vardır hepimizin bildiği ...

BİZ ,   “ Dinlenmek için müzik dinleriz  “   ya da  ,  " Can sıkıntısı için  kitap okuruz “   veya  “ Vakit doldurmak için sinemaya gideriz  “  . Yetmez çoğaltalım derseniz  şunları da ekleyebiliriz  “ Arkadaş  ( argosu manita )  bulmak için konsere gitmek ...”  ,  “ Havalı  ve artistik görünmek için  , baleye , tiyatroya vb. gitmek ...”  de bunlara eklenebilir .  Bunlar da yetmezmiş gibi  bu tip şeyleri  “ Boş zamanları geçirmek için yapılacak- basit-  şeyler “ sınıfına koyarız .  Yani  kısacası  “ PEK CİDDİYE ALINMAYACAK ŞEYLER “ şeklinde  özetleyebiliriz ...   Sporu da  benzer içerikle değerlendirebilir değerli blog okuyucuları , çünkü pek farkı yoktur. Hatta bu yüzden bazı müzik grubu fanlarının futbol takımı taraftarı gibi kapışmalarına bile şahit oluruz  -   . Kısacası  biz  “Hobi” yi de  dejenere eder , bu tip şeylerin içini,  daha içimizde  minicik kırıntılar halindeyken   , bize özel bu yargı ve klişelerle tümünü   sakatlar bırakırız ...  

Pek tabi sonunda bu durum   “ Bizim  kültürel  algımız/birikimimiz(!) ile   vardığımız ve varacağımız noktaların  sonuçları ...” olarak karşımıza çıkar , hem de kabak çiçeği gibi  .  Kucağımıza öyle bir oturur kalır ki bu pek hafif (!) unsurların kalıntıları,   gülle gibi ağır olur ve altından kalkamaz , eziliriz .   Bu cümleyi bu ifadeleri yazan  bendeniz de  öyle  bu yazılanlardan farklı bir entellektüelliğe  sahip ,  ta çocukluğundan bunların  içinde doğmuş büyümüş, tüm bunları özümsemiş bir kişi falan değilim .  Kırklı yaşlarda  hala bir şeyleri çözmeye çalışan ( mesela yazı dili \dilbilgisi )   bir adem oğlu ademim,  bunu da ifade etmem lazım .

Ancak müziği  , kitabı ve  sporu  vakit geçirilecek , boş zamanımı dolduracak , can sıkıntılarına ilaç olacak , kısırlaştırılmış bir hobi gibi algılamamaya çalışırım , ciddiye almaya gayret ederim .  Bu sebepledir ki nacizane bu konuları  araştırmayı severim , hakkında okumaya özellikle gayret ederim , sonucunda başkalarıyla paylaşıma değer bir şeyler biriktirdiğime inandığımda da bunu paylaşmak mutluluk verir  .

Bu yüzdendir ki  aralarında pek çoğunu okumamış olup , bir kısımını da okuduğum müzik kitaplarının bir listesini  Aptulika’nın “ Bir derdi olduğu için , büyük bir ciddiyetle ( Bir mizahçı ve de karikatürist olarak )  “  yayınladığı  blogu için derlemeye çalıştım .  Sanal bir muzik kitaplığı  olsun istedim .  En azından merak edenin bir bakıp göz atması da yeter başlangıç için ... Ben de hem  göz atacağım hem de güncelleyeceğim , emin olunuz . J

Dilerim ve isterim ki  herkes  dinlediği müziği okusun , okuduğu kitaplarda ki  müziğin  tınılarını yakalasın, onu duysun  ve  hayat  daha güzel olsun ,  tek derdim bu ...  Yani hayatın şarkısını okurken , yazarken söylemek gibi ... 
A.A
Ocak 2015

12 Ocak 2015 Pazartesi

Kar-anlık


...
Yeni yıldan ne istersim, ne mi beklerim  ?

"Neler istemek ki , çok , pek çok şey isterim . Dilerim , isterim , beklerim, hatta olmadı yalvarırım."

Dua ederim  ya da  ver Allahım ver "  derim .

Neden mi ?

" Açım ,  zor doyarım ben , olsa bile  , daha yok mu derim ben de ondan " 

Bunlar için ne mi yaparım ?

Piyango alır , bütün lotoları  oynarım . Ama bak !  at yarışı kumardır , onu oynamam.  

Bu kadar mı ?

"El , etek öperim , kuzu kuzu dinlerim , bol bol alkışlarım "

Daha başka mı ?

"Verileni alır -yarabbi şükür derim - gerisini düşünmem , geçer giderim "

Kim mi düşünür ?

"Valla ben düşünmem , büyüklerim yapar o işi benim yerime "

Daha başka ne mi yaparım ?

" Daha ne olsun  ! Yukarıdakiler yetmez mi?"

Eylem mi ?

"O da ne ? Cins bir isme benziyor  "

Hobi mi  ?

"Bir çok hobilerim  vardır , her izlediğim dizi bir hobi sayılırsa pek çok heme de, birde marketteki ucuz çikolata , bizim çocuklar pek sever  "

Çalışmak , araştırmak , öğrenmek , üretmek ?

"Patronun , büyüklerim  ne derse o olur "

Kitap okur muyum ?

Kitap mı ?  Ev de birtane var , yeter... “

Doğayı sever miyim ? 

Sevmem mi , biz  her pazar , çoluk çocuk , otobanın kıyısındaki  belediyenin yeşillendirdiği  çimenlere yayılır , arabaları seyrede seyrede - pek bayılırız buna  - mangal yaparız. Yani doğayı pek çok severiz

Şehri çevreleyen ormanlar mı ?

" Şehrin etrafında  orman mı olurmuş , büyüklerimiz izin verseler de  bir kondu dikebilsek , çok dua ederiz onlara  "

Küresel Isınmayı duydun mu ?

Isınırsa  yakıt masrafları düşer , iyi olur

Savaşlar hakkında ne  mi düşünüyorum ?

Bizim , bizden başka dostumuz yok! Onu bilir , onu söylerim , gerisini bilmem

Barış ?

Ha  , bizim apartmana yeni taşınan öğretmenin oğlu mu ? Sevimli velet

Tavuk mu yumurtadan , yumurta mı tavuktan çıkar ?

Hööö   !”

...


...

  Karanlık , karanlık , karanlık...” diyerek ter içinde uyanır kabustan , camdan dışarıya bakar , lapa lapa kar yağmaktadır .  İçindeki karanlığı aydınlatan KAR !  Tüm karanlığı bastıran KAR . Bembeyaz bir dünya !

Kendi kendine mırıldanır fark etmeden “ Yeni yılımız kutlu olsun (!) “

Kar hala yağmaktadır .  Yegane umuttur bu karanlıkta KAR !

Sonrada birden bire bir şiir düşer aklına  nedensiz  ...

(*) "...
ve suçlu olduğumuzu
ve suçlu oluşumuzda bir suçumuz olmadığını
ve elimizden bir şey gelmeyişinde suçlu olduğumuzu
ve bunun bize yettiğini
çoktan biliyoruz

ve kimseye yardım edemiyeceğimizi
ve bize kimsenin yardım etmeyeceğini
çoktan biliyoruz
ve baskıya karşı olduğumuzu
ve sigaraların pahalılaştığını
çoktan biliyoruz
 
ve her seferinde bir şeyin olacağını önceden kestirdiğimizi
ve her seferinde haklı çıkacağımızı
ve bundan bir şey çıkmayacağını
çoktan biliyoruz
 
ve her şeyin yalan olduğunu
çoktan biliyoruz
 
ve bütün bunların yeni olmadığını
ve yaşamanın güzel olduğunu
ve bunun her şey olduğunu
çoktan biliyoruz
çoktan biliyoruz
çoktan biliyoruz
 
ve bunu çoktan bildiğimizi
çoktan biliyoruz. "


(*) Hans Magnus Enzensberger 'in  “Her şeye tıpa tıp uyan ve her şeyi çoktan
bilenlerin şarkısı”  isimli şiirinden alınmıştır 



 A.A  2015
Ocak 


9 Ocak 2015 Cuma

Je Suis Charlie




Bundan  7-8 gün önce  Dünya yeni  bir yıla girerken , tüm insanlar ve de yakın çevremizdeki herkes , her yeni yılda olduğu gibi  aşırı bir umutvarlık içinde , yeni yılı , yeni bir başlangıç , güzel bir gelecek , aydınlık , umut dolu , hayaller , düşünceler , dilekler ve telkinlerle  bekliyor , doğru sözle  ifade edecek olursak ,  herkes çevresine  mavi boncuklar dağıtıyordu .  İçi yanmış insanlar geride kalan 2014 ‘e de açıkçası saydırıyor , kötü ve zor bir yıl olduğuna dem vuruyorlardı .  (Burada 2014 ‘ün acılarını tekrar hatırlamaya gerek yok sanırım ) Yeni yıl yeni bir umuttu ...  
Tüm bu iyi niyetli dileklerin  , içi boş olduğu ne yazık ki  daha henüz bir hafta geçemeden  kabak gibi ortaya çıkıverdi .  DÜNYA  acı bir haber ile sarsıldı ve  daha uzun sürede sarsılacak gibi görünüyor  .  Fransa'nın başkenti Paris'te mizah dergisi Charlie Hebdo'nun merkezine silahlı  teröristlerce yapılan saldırıda  10  kişinin ,  bina çıkışında da iki polisin öldürülmesi ile toplam  12 kişi öldürüldü .  Terör bu mesajı ile hiçbir şekilde  2015’e  iyimser bir umut şansı bırakmak istemediğini  söylüyordu sanki!  Ve bunu da UMUDU insanlara aşılamada en önemli misyonlardan birini  üstlenen “ MİZAH” üzerinden yapıyordu . 

Ancak şu unutulmamalı ki  MİZAHIN katkıları ile  İNSAN olma vasıfları  bu  barbarca saldırı ile yok olmayacak , bilakis güçlenecektir . 
Şu da unutulmamalıdır ,  iyi dileklerlele , iyi duygularla maalesef güzel bir dünya ve gelecek olmuyor , bunun için herkes  birşeyler yapmak zorunda  , yoksa birileri gelip sizin o güzel duygularınızın köküne kibrit suyu dökerler .  Bunu da lütfen unutmayın .
Charli  Hebdo’ya yapılan saldırı  hepimize yapılmıştır , tüm insanlığa . Vereceğiniz cevap geleceğinizi belirleyecektir .

BAŞIN SAĞOLSUN  SEVGİLİ DÜNYAM  :(

“Mizahın Gücü üzerine  birkaç çarpıcı aforizma ile  daha net anlatalım derdimizi . Buyrun ...
Bertol Brecht'in yıllar önce söylediği bir söz  Mizahın olmadığı yerde yaşamak çok zor ve sıkıcıdır. Her şeyin mizaha dönüştüğü yerde ise yaşamak olanaksızdır.”
John Lennon'a ait bir söz   "Olay şiddet kullanımına dönüşmeye başladığı zaman, sistemin oyununa geliyorsunuz demektir. Yerleşik düzen sizi kavgaya sokmak için kızdırmaya çalışacak, sakalınızı çekecek, yüzünüze fiske atacaktır. çünkü, siz bir kere şiddete başvurduktan sonra sizinle nasıl baş edeceklerini bilirler. Nasıl baş edeceklerini bilmedikleri tek şey şiddet dışı eylemler ve mizahtır".

Diğer Aforizmalar
Mizahı kötüye kullanmak insan neşesine karşı bir suikasttır. Hayatımızdan mizahı değil suikastçıyı bertaraf etmeliyiz. “

Gerilen sinirlerimizi mizahla gevşetmezsek hayattan koparız.”
“Mizahın insanı güldürmesi şart mı, değil mi? Bence mizahın görevi beyni gıdıklamaktır.İnsan ister gülsün ister gülmesin, farketmez. “

“Doğal ortamında nazenin bir çiçek olan mizah, siyasetçi tarafından kapı dışarı edilince onun yoluna çıkar ve deve dikeni olur. “

Mizah hoşgörü ortamında mı yoksa baskı dönemlerinde mi gelişir? Bence ikisinde de gelişir. Yalnız baskı ortamlarında inadına gelişir.”
Mizahla trajedinin mürekkebine su katarız. Kara yazı soluklaşır.”

Bir de bilimsel olarak  Beynimiz ve Mizah olayına da şöyle bir göz atalım .

Mizah denen şeyi tanımlamak zordur ama onu gördüğümüzde hemen tanırız. Mizahın tarifini yapmaya çalışan bir teoriye göre, mizah kendi içinde bir sürpriz unsuru içermelidir –bir sonraki cümlede ne olacağını bildiğimizi sandığımız halde esprinin kendisi bizi başka bir noktaya götürmelidir- sonra da vardığımız bu yeni noktayı önceden tahmin ettiğimiz noktayla karşılaştırarak yeni bir perspektif elde ederiz. Mizahın beynimizde algılanma şekli aşağı yukarı böyledir.

Fıkra anlatmanın ya da espri yapmanın bulmaca çözmekten farkı ise, günlük yaşamda her gün rastlamayacağımız türden ama kendi içinde tutarlı bir hikâyenin bulunmasıdır. Beyinlerinin ön lobu (bilhassa sağ lobu) hasar görmüş bazı hastalar, yapılan esprileri anlayamamaktadır. Genelde bunun nedeni, fıkra ya da espriye konu olan imajları yeni bir perspektifle değerlendirme aşamasında beynin normal fonksiyonlarını yerine getirememesidir. Bu türden insanlar, anlatılan bir fıkradaki hikâyeyi takip edebilir ama fıkranın sonunu nasıl bağlarsanız bağlayın asla komik bulmazlar.

Yazan , derleyen : A.A 

Ocak 2015

2 Ocak 2015 Cuma

Yeni Yıl

Hep beraber aynı geminin içinde , kah yelken açıp , kah kürek çekerek , kah akıntıya , kah rüzgara karşı mücadele ederek bir yılı daha geride bırakıyoruz .
Yaşam devinimi takvim yaprakları ve tarihlerine bakmadan sürüp gidiyor . Onu rüzgarının doldurduğu yelkenlerimiz daima fora , küreklerimiz daima hazır , davulun ritmi kalp atışlarımız da ...

Bu hızla ve farkındalık ile bir yılı daha geride bırakıyoruz . Yeni bir yıla merhaba diyoruz . Buyursun gelsin , getireceği günlerde neler göreceğimizin , yaşayacağımızın heyacanını duyumsuyoruz , merakla bekliyoruz ...

Tabii yeni yılın en büyük özelliği şarkıda da denildiği gibi “ Bir umuttur yaşatan insanı ” misali hep iyi dilekleri , umutları, istekleri , arzuları ve hayalleri içinde barındırmasıdır . 

Tabi bu güzel dileklerin gerçekleşebilmesi için önce içinde yaşanılacak dünyanın ona uygun olması gerekir . Ona saygı gösterilen bir ortamda , Kızılderili atalarımızın söylediği gibi “ Onu torunlarımızdan ödünç aldığımızın ...” bilincine erişmiş bir algı ile , sağlıklı bir çevrede , insani değerlere saygılı , aklın , bilimin değer bulduğu , paranın yenilemez birşey olduğunun kavranabildiği , kolayca kandırılmama bilincine erebildiğimiz , içsel ve kitlesel bir BARIŞın hakim olduğu , huzurlu - binlerce yıldır dilenediği , istendiği ve de beklendiği gibi ! - bir dünya yaratmak için herkesin elini taşın altına sokma bilincine ulaştığı bir dünya oluşturma becerisini kavuşmuş olmayı arzulayarak ...

Umut , istek , dilek ve aruzların gerçek olacağı bir dünya, bir gelecek dileyerek , herkese iyi seneler mutlu yıllar diliyorum .

 
YENİ YILINIZ KUTLU OLSUN !